Toplum Diplomasisi Nedir? — Bir Filozofun Düşünce Girişi
Düşünün: bir toplum kendi içinde olduğu kadar dışına açılırken ne amaçla, hangi bilmelerle ve hangi değerlerle hareket eder? kavramı tam da bu sorunun felsefî izdüşümüdür. Devletler, kurumlar veya sivil toplum örgütleri yalnızca resmi antlaşmalarla değil, toplumsal süreçlerle, paylaşılan kültürel kaynaklarla, etik bağlantılarla ve epistemik alışverişlerle ilişki kurar. Bu yazıda “toplum diplomasisi” kavramını etik, epistemoloji ve ontoloji perspektiflerinden dengeli bir biçimde ele alacağım ve sizi kendi düşüncelerinizi harekete geçiren sorularla baş başa bırakacağım.
Etik Perspektif — İnsanî İlişkilerde Diplomasi Ve Toplum
Etik açından, toplum diplomasisi bir “iyi” arayışı olarak anlaşılabilir. Burada sorulması gereken ilk soru şudur: Toplum diplomasisi yalnızca çıkar temelli bir araç mı, yoksa değerler temelinde inşa edilen bir ilişki biçimi midir? Geleneksel diplomasi genellikle devlet çıkarlarını esas alırken, toplum diplomasisi daha çok sosyal aktörler, toplumsal kimlikler, paylaşılan değerler ve dayanışma temelli ilişkilere yönelir. ([ankasam.org][1])
Etik olarak, toplum diplomasisi şu şekilde yorumlanabilir: Bir toplumun diğer toplumlarla ilişki kurma biçimi, adalet, saygı, karşılıklı tanıma gibi ilkeler üzerinden şekillenir. Bu durumda “öteki”ne yaklaşım, yalnızca stratejik değil aynı zamanda ahlaksal bir tavır haline gelir. Bu bakımdan her toplum diplomasisi girişimi, bir normatif yük taşır: “biz kimiz?”, “kiminle nasıl bir ilişki kurmak istiyoruz?” gibi. Okuyucu olarak kendinize şu soruyu sorabilirsiniz: Bir toplum ya da kurum olarak ilişkilerimizde çıkarın ötesinde hangi etik sorumlulukları üstleniyoruz?
Epistemolojik Boyut — Bilgi, Anlama Ve Diyalog
Epistemoloji yani bilginin doğası açısından toplum diplomasisi, bilgi alış‑verişi, anlayış gelişimi ve ortak anlam inşası ile ilgilidir. Toplumlar arası ilişkilerde yalnızca veriler değil, inançlar, kültürler, tarihî hatıralar ve algılar devrededir. Bu bağlamda “toplum diplomasisi” – bilginin tek yönlü aktarımı değil – diyalog, karşılıklı öğrenme ve epistemik açıdan şeffaflık süreci olarak okunabilir. Örneğin bir toplumun kültürel etkinliği, öğrenme programı ya da değişim faaliyeti — diğer toplumlar üzerinde yalnızca iz bırakmaz; aynı zamanda bilgi çerçeveleri değişebilir. ([JSTOR][2])
Epistemolojik olarak kritik soru şudur: Bilgi transferi gerçekleşirken hangi epistemik engeller devreye girer? Mesela, tarihsel önyargılar, güç eşitsizlikleri, “biz” ve “onlar” ikilemleri nasıl bilgi alışverişini sınırlar? Toplum diplomasisi, bu engellerle yüzleşme ve ortak anlam yataklarını keşfetme imkanı sunabilir. Siz de kendi deneyimlerinize dönerek düşünebilirsiniz: Başka bir toplumla ilişkimde ne kadar açık ve öğrenmeye yönelik bir tutumla yaklaşıyorum? Hangi bilgi alışverişi süreçlerinde tarafsızlık ya da önyargı devreye giriyor?
Ontolojik Açı — Toplum, Kimlik ve Varlık İlişkisi
Ontoloji yani varlık bilimi bağlamında, toplum diplomasisi bize “toplum” kavramının nasıl kurulduğunu ve ilişkiler aracılığıyla nasıl şekillendiğini gösterir. Toplumlar yalnızca coğrafi ya da etnik gruplar değil; ilişkisel varlıklardır. Bir toplum, başka toplumla etkileşime geçtikçe kendi kimliğini yeniden tanımlar, sınırlarını görür ve hem “biz” hem “öteki” inşa eder. Bu süreçte toplum diplomasisi, varlıkların (toplumların) birbirini tanıma ya da birlikte şekillendirme alanı haline gelir. ([Stiftung Wissenschaft und Politik (SWP)][3])
Ontolojik sorular açılır: Bir toplum, diplomasi yoluyla yalnızca temsil edilmiş bir varlık mıdır yoksa aktif bir ilişki içinde mi dönüşür? Başka bir deyişle: İlişki içinde varlık mı kazanır? Toplum diplomasisi bu sorunu gündeme getirir çünkü diplomasi düzeyinde ilişkiler kuran toplumlar, kendi varlığını da ilişkiler aracılığıyla kanıtlar. Siz kendi hayatınızda şöyle düşünün: Bir grup ya da toplulukla kurduğunuz ilişki sizi nasıl dönüştürdü? Kimliğinizi ne ölçüde ilişkilere göre yeniden tanımladınız?
Dengeli Bir Yaklaşım: Etik, Epistemoloji, Ontoloji Arasında İlişkiler
Toplum diplomasisi bu üç zeminde kesişir: Etik değerlerle yönlendirilmiş bir bilgi alışverişi süreci (epistemoloji) aracılığıyla var olan toplumsal kimliklerin ilişki içinde dönüştürülmesi (ontoloji). Dengeli bir bakış açısından önemli olan, yalnızca bir boyuta odaklanmamak; örneğin sadece bilgi transferinden söz etmek, etik veya varlık ilişkilerini göz ardı etmek demektir. Aynı şekilde sadece kimliği vurgulamak, bilginin ve değerlerin rolünü hafife almak şeklinde eksik kalabilir.
Örneğin bir şehir ya da sivil toplum kuruluşu, başka bir ülkedeki ortak bir toplulukla program düzenlediğinde yalnızca “bilgi paylaşımı” değil, etik bir sorumluluk hissi taşımalı ve ilişkisel kimlik dönüşümünü gözetmelidir. Bu anlamda toplum diplomasisi, “ilişkiler aracılığıyla birlikte var olma” pratiğidir.
Sizin Düşünceniz Ve Tartışmaya Davet
– Sizce toplum diplomasisi yalnızca bir araç mıdır yoksa varlık oluşunun bir biçimi midir?
– Bilgi alışverişinde önyargılarınızı fark ettiğiniz oldu mu? Bu durum ilişkiyi nasıl etkiledi?
– Başka bir toplumla kurduğunuz ilişki, sizin kimliğinizi değiştirdi mi? Hangi yönlerden?
– Etik değerlerin yer aldığı diplomatik ilişki biçimi ile çıkar temelli ilişki biçimleri arasında nasıl bir fark vardır? Siz kendi ilişkilerinizde hangisine yaklaştınız?
Bu sorularla, yalnızca dış politika açısından değil, kendi toplumsal ilişkileriniz ve kimlikleriniz açısından da düşünmeye davet ediliyorsunuz.
Sonuç — Toplum Diplomasisi Ve Düşünsel Yolculuk
, yalnızca devletler arası bir ilişki biçimi değil; etik, epistemolojik ve ontolojik düzeylerde toplumsal varoluşun, ilişkilerin ve bilginin iç içe geçtiği bir düşünce alanıdır. Toplum diplomasisi aracılığıyla, toplumlar sadece birbirleriyle ilişki kurmaz; kendilerini, değerlerini, bilgilerini ve varlıklarını bu ilişkiler içinde yeniden tanımlarlar. Bu kapsamlı felsefî bakışı yaşamınızda da uygulamaya çalışabilirsiniz. İlişkilerinizde etik duruşunuzu, öğrenmeye açıklığınızı ve kimlik perspektifinizi göz önünde bulundurmanızı öneririm.
[1]: “Webster University, Visiting Prof. Alisher Faizullaev: “Social …”
[2]: “Time for Societal Diplomacy – JSTOR”
[3]: “Wilfried Bolewski Diplomacy as a Mindset for Societal Practice”