Aksiyon Oyuncusu Ne Demek?
Hayat bazen, gözlerimizin önünde akıp giden bir film gibi olur. Her şeyin bir hikâyesi vardır; belki aksiyon, belki dram, bazen de komedi. Ama çoğu zaman, biz de o hikâyenin içinde olsak da, farkında olmadan sadece yan oyuncularız. Bir gün, akşamı sabaha bağlayan bir gece, bir aksiyon oyuncusu gibi hissettim. O an, aslında ne demek olduğunu anladım. Aksiyon oyuncusu, yalnızca ekrandan izlediğimiz bir kahraman değilmiş, bizler de bazen bu rolü oynuyormuşuz.
O An, O Yılbaşı Gecesi
Kayseri’de soğuk bir yılbaşı gecesi. O geceyi hatırlıyorum. Saatler gece yarısını geçmek üzereydi ve ben, tüm yılın yorgunluğunu atmak için yalnız başıma yürüyordum. Aralık ayı Kayseri’nin en soğuk zamanlarıydı; kar, gökyüzünden ince ince düşerken, her adımımda toprağa basmanın verdiği o soğuk hissi hissetmek oldukça tuhaf bir duyguydu. Yalnızdım, fakat hiçbir zaman daha yalnız hissetmedim.
O akşam, hayatımın bir dönüm noktasına, o “aksiyon” anına doğru adım atıyordum, ama bunu o anda fark etmiyordum. Birden, geceyi sakin geçirmeyi planladığım bir kafede, eski arkadaşlarımdan biriyle karşılaştım. Uzun zamandır görüşmediğimiz için biraz şaşırdım, biraz da heyecanlandım. Aradan geçen yıllara rağmen, her şeyin eskisi gibi olduğuna inandırmak istemiştim kendimi. Oysa gerçekler, akşamın ilerleyen saatlerinde bana farklı bir hikaye anlatacaktı.
Yavaşça Savaş Başlıyor
Kafede biraz sohbet ettik. Ama bir şeyler eksikti. Gözlerinde bir yabancılık vardı. O eski dostum, bana gözyaşlarıyla karışık bir hikaye anlatırken, işte o an bir aksiyon oyuncusu gibi hissettim. Tüm duygularımı bastırarak ona kulak verdim. Her kelimesi bir darbe gibi vücuduma çarptı. O an anlamıştım; aksiyon oyuncusu olmak, gerçek hayatta her şeye rağmen ayakta kalabilmekti.
Bir aksiyon sahnesi gibi, senaryo hiç beklemediğin bir anda başlar. Arkadaşımın durumu, bana öyle bir his verdi ki, sanki bir filmdeki kahraman gibi, onu savunmam gerekiyordu. Gerçekten bir aksiyon oyuncusu gibi, o an bir kahraman olmak, zorlukları aşmak, her şeyi doğru yapmak gerektiğini düşündüm. Ne var ki, o geceyi anlatmak ne kadar zor olsa da, bir yanda da o kadar basitti: Gerçek bir aksiyon, sadece büyük patlamalarla, kavgalarda ya da korku sahnelerinde değil, insanların kalbinde de olurmuş.
Arkadaşımın sorunları, yaşamındaki büyük kayıplar, bir anda bana da yük oldu. Ama o kadar çok yük vardı ki… İçimde o kadar fazla duygu birikti ki, onları sadece taşıyamadığımı hissettim. Ne yapacağımı bilmiyordum. Bir yanda kalbimde bir boşluk, diğer yanda o boşluğu neyle dolduracağımı bilmemek.
Aksiyon Oyuncusu Olmak
Gerçekten aksiyon oyuncusu olmak ne demekti? O an, bence aksiyon oyuncusu olmak, sadece ekranda değil, gerçek hayatta da ayağa kalkmak demekti. Arkadaşımın sırtını sıvazladım, ona güç vermeye çalıştım. Ancak o sırada benim içimde bir boşluk vardı, sanki kendi hayatımda da bir aksiyon filmindeydim. Kendi hikayemizi kurarak, bu filmi ben mi yönetiyordum yoksa başkaları mı?
Bir aksiyon sahnesi düşünün; her şey bir anda başlayabilir, ama bu, filmin finalini izlemeyi beklemekle ilgili bir şey değildir. Gerçek hayat, finale gitmeden önce, her anı tecrübe etmenizi ister. Her adımda zorluklar çıkar, her köşe başında yeni engellerle karşılaşırsınız. Fakat bu engelleri aşarken hissettiğiniz o kalp atışları, işte o zaman gerçek bir aksiyon oyuncusu gibi hissedersiniz.
O Akşam, O Gece
Geceyi tamamladığımda, hala bu düşüncelerin içinde kaybolmuşken, kafede ayrılma zamanı geldi. Arkadaşım biraz daha güçlüydü, çünkü ben ona kendi gücümü, cesaretimi aktarmaya çalışmıştım. Ama bir yanda da ben, bu kadar yoğun bir duyguyu nasıl taşıyacağımı bilmiyordum. O gece, bir aksiyon oyuncusu gibi hissettim; ama bu, sadece başkalarını savunmak, cesur olmakla ilgili değildi. Aslında, en büyük aksiyon, insanın kendi hayatındaki zorluklarla yüzleşmesiydi.
Gecenin sonunda, Kayseri’nin sokakları daha da kararmıştı. Evime dönerken, kar, yavaşça bembeyaz bir örtü gibi her yeri kaplamıştı. İçimdeki duygular da bembeyaz bir kış gibi, karışık ve soğuktu. Bir aksiyon oyuncusu ne yapar? Düşer, kalkar, ama her zaman ayağa kalkar. O gece, bunu biraz daha anladım. Hayat, bize film gibi gelmeyebilir, ama her an bir aksiyon sahnesine dönüşebilir.
Sonuçta
Aksiyon oyuncusu olmak demek, sadece dövüş sahnelerinde yer almak değilmiş. Bazen, gerçek hayatın zorluklarıyla mücadele etmek de bir aksiyon sahnesi olabiliyor. O gece, bir aksiyon oyuncusu gibi hissettim, çünkü duygusal anlamda bir savaşa girdim. Ama belki de en büyük aksiyon, her şeyin zıddına rağmen, hayatta kalmayı ve devam etmeyi seçmekti.